Sayfalar

7 Şubat 2009 Cumartesi

Bebekler ve kuşlar

Yuruyordum. Sadece kafami bosaltmak ve uzun zamandir isteyip de düşünemediğim seyleri dusunmek istiyordum. Aradigim seyden ne kadar uzak; ama ona bir o kadar da yakin olmanin verdigi karisik duygularla bogusurken sonraki gunler icin bir seyler almam gerektigini animsadim. Marketten cikarken, bu defa guzeldir umuduyla aldigim kurabiyerlerden birini agzima attim... Ardınan, dusen kurabiye kirintilarina sanki o an dunyanin en onemli seyi gibi atilan kuslar belirdikce, ben kurabiye hakkindaki yorumumu bir kenara firlatip seyre daldim.
Bugune kadar onlarla alakadar olanlar gibi biri olmadigimi biliyorlardi. Ayni dili bile konusmuyordum. Tanimadigim baska baska kuslar geldikce kendimi iyice dislanmis hissettim. Yabanci olduguma dair yanildiklarini sansinlar diye yem atmaya devam ederken üzerlerinden alamadigim hayran bakislarimi baska bir yone cevirdim. Aslinda besliyorum sizi; ama muhimsedigimden degil, hani günlük bir hadise, seklinde bir tavir takindim ki burada modadir dedim icimden, ise yarar. Ama yok, birer birer gagaladiklari kirintilarin arasindan bana firlattiklari manasiz bakislardan rahatsiz olmaya baslamistim artik. Belki de sonra birbirlerine donup kendi dillerinde dalgalarini geciyorlardi benimle, essogluessekler, anlamiyorum ya tabi! Baktim ki olacak gibi degil, tanisalim dedik.
***

Ilk defa bir sokak kusunun avucumun icinden bir seyler yemeye cesaret edebildigine sahit oldum. Ulan oglum dedim, indirme hemen yelkenleri, agirdan sat kendini, havaya girdi itler iyice ti'ye almaya basladilar seni. Derken bir kiz hissettim bakislari uzerimde. Kim bilir ne zamandir oradaydi; ama elinde degildi etkilenmemek bir insanevladinin, annesi benim yaslarimda olan bu kuslara hayran hayran bakan kucuk kizdan. Sonra toplanan kuslari gulucekler sacarak kovalamaya basladi, ben kuslarin bakislarindan kurtulmus, yem atmayi bitirmis ve donup yoluma koyulmusken.
Biraz izledim kovalayisini... Sonra dayanamadim, yanina gittim telasli adimlarla ve kucucuk avuclarinin icine doktum, hafif saskin, urkek; ama her an mutluluk sacan bakislarindan urkekligi de cekip alip kattigim kurabiye kirintilarini. Hemen ardindan kendi dilinde kuslara atip beklemesini soyledim. Ne kadarini anladi, ne kadar anlayabilecek yastaydi bilemiyorum; fakat kuslari kovalamayi birakip yem atmanin tadina varan kucuk kizin gulucukleri bu sefer caddeye sigmayip tum sehri doldurdukca, anlamaya baslamistim. Ve bu guzelligin ilahi devinimine karismis ben evimin yolunu tutmus adimlarken bir an duraksadim. Arkami donup son kez baktigim tablo buyuk bir sanatcinin elinden cikmis olmaliydi, tam o an dedim ki "iste bu kurabiyeleri sevdim!"
Ve abiligime saygi duymakla yetinmeyen sokak kuslarinin selamini da yanima alip... Hafif bir tebessumle, yoluma devam ettim.
***

Ve bir seyi daha anladim ki, bir bebek kuslari kovalamaya devam ederek buyudukce, kuslar bizden uzak olmaya devam edecek, biz birbirimize uzak olmaya devam edecegiz...
_