Sayfalar

9 Aralık 2012 Pazar

martı


Yorgun şehrin beyaz bekçileri, belki de içimizde en çok acı çekenlerdi.. Çığlıkları vardı onların. Bizimse, her çığlığa karşılık siren sesleri..

4 Aralık 2012 Salı

hesap kitap

savrulup durduğu gürültülerin arasında çarpıldığı karanlık siluetlerin izlerini silmeye çalışıyor olsa da... Ve bilemesem de nasıl mümkün oluyor yalnızlık zırhına ilan-ı aşk eşliğinde sarılıp duran sığıntılığı, yazmak icap eder.

ben nice buğulu ve kocaman gözlerin içimi yakan yudumlarını içtim de olduğum çizgiden sapmadım. saf da değildim, ancak hiç silik bir kişilik olamadım. bundandı savaşlarım. isminin tuzağında ilklere yelken açmış zigzaglarım bile bir parçamdı benim. ben hiç gizeme ve karanlığa sığınmadım, gizlenmedim. olduğum gibiydim. 

insan bazen gerçeği değil, görmek istediğini görüyor. kalıba hapsetmek değil, kendine çizdiği kalıplardan kurtarmayı hayali benimsiyor. bir misyon benim üstlendiğim, varoluşumun amaçlarından biri belki; verdikçe almak.

ikilemler arasında darmadağın olmuş hayatından çektiğim; koparıp aldığım ve boğuştuğum her bir fırtınanın kiri bu, ellerimde olan. tam da bir kadının ne kadar alçalabileceğinin görülebildiği an. bir geçmiş gibi, bilinmezlik gibi, fotoğraflar gibi bazen yorgun ekranlarda dönüp duran; açmaya gücümün yetmediği. 

tertemiz gözlerimle yaptığım bir keşifti sanki. evet, bir keşfe çıktım. tek mutsuzluğum da bu oluverdi. yaşayarak anladım; anladım ki dönüp dolaşır ve herkes hakettiği hayata ait oluverir. 

hakettiği hayatına usulca bırakıverdim onu, ben ağaçlara, o karanlığa ilerledi. 

bu bambaşka bir savaştı, bedeli olmayan. barış, bize iki savaş arasında toparlanabilmemiz için verilen bir şanstı, elimizle yok ettiğimiz.

birşeyler yazmalı dedim. bu defa, kendi halinde bir kelebeğin ufak bir kasım ayı hesaplaşması olma pahasına olsa da. Üst üste gelen tesadüflerin hakkını vermemek olur mu. Ben ki tesadüflere zerre kadar inanmamış, birbiriyle bağı olan, olmuş olan herkesin kesiştiği ve kesişeceği bu büyük sistemin akışında.

roman olalım diyerek içimde alevlendirdiğim rüyaların mimarı bana, bir roman gibi bitirmek yakışırdı, yakışanı yaşamak kaçınılmazdı.